ÖZ
Dünya uygarlıklarının gelişim süreci, tarımın başlangıcı sayılan buğday, arpa ve patatesinde aralarında bulunduğu birçok bitki türünün yetiştirilmesi ile bağlantılıdır. Bu bitkiler arasında en fazla tüketilen buğday dünyanın çeşitli bölgelerinde yetiştirilir. 11. yüzyılın ikinci yarısından itibaren medeniyetlerin beşiği olan Anadolu’da yerleşmeye başlayan Türkler, varlığını yitirmeyen buğday bitkisini yetiştirmeyi sürdürmüşlerdir. Türkler’in kültür tarihlerinde buğdayın sadece bir tarım ürünü olarak değil aynı zamanda sanatlarının bir unsuru haline geldiği bilinmektedir. Özellikle Türk Evleri’nde halı, kilim, seramik ve ahşap süslemelerinde buğday bitkisi bir motif olarak yerini almıştır. Çoğu zaman çeşitli bitkisel motiflerin arasında bulunarak varlığını sürdüren şekli, farklı teknikler ve malzemelerden elde edilen sanat eserlerinde ihtişamını gözler önüne sermektedir. Türk sanat eserleri yanında mutfak kültüründe de kendine önemli yer edinen buğday, başta ekmek üretiminin ana malzemesi olmasına rağmen makarna, bisküvi, kek ve kurabiye gibi hazır gıdaların üretimi ile mantı, çörek, baklava, börek, katmer, pide, lavaş, yufka ve simit gibi geleneksel yiyeceklerin yapımında kullanılır. Ayrıca önceleri sofralarda pişmiş buğday yer alırken sonrasında kazanlarda kaynatılmış ve kurutulduktan sonra öğütülerek bulgur haline getirilmiş şekli yerini almıştır. Buğdaydan elde edilen bulgur ise birçok yörede yemeklerin ve salataların ana malzemesidir. Anadolu mutfağında içli köfteden çiğ köfteye, sulu pilavdan analı-kızlıya kadar pek çok yemeğin içinde yer alan bulgur, Türk mutfağı yanında birçok ülke mutfaklarında çeşitli yemeklerde ve farklı usullerde kullanılır. Buğday, Türk halk sağlığı ve beslenme kültüründeki öneminin yanı sıra ekonomik, toplumsal, kültürel, tarihi ve arkeolojik bir değer taşımaktadır. Bu çalışmada; buğday bitkisinin halk kültüründe özellikle süsleme sanatında yer alan çeşitli motif özellikleri ile mutfak kültüründeki önemi ve kullanımı hakkında bilgi verilmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder