ÖZ
Türklerde okçuluğun tarihi Türklerin tarih sahnesindeki varlığı kadar geriye gider. İslâm öncesi dönemde olduğu gibi İslâmiyeti kabul etmelerinden sonra da Türkler okçuluktaki ustalıklarını devam ettirdiler. Türklerin belirleyici vasıflarından olan okçuluk, Türk tarihinin kültürel yapı taşlarının en önemlilerindendir. Türkleri diğer milletlerden farklı kılan pek çok özelliklerden biri de savaş sanatında gösterdikleri mahirane başarılardır. Askerî unsur olarak istifadenin yanı sıra ok ve yay’a dair Türk tefekküründe oluşan bir takım siyasî, hukukî ve sosyal manalar son derece köklü izler bırakan ve bu meyanda yansımaları ile hafızalarda temerküz eden değerlerdir. Savaş silahı olmasının yanı sıra günlük hayatın bir parçası olan ok’un kullanımı Türk tarihinin bilinen en eski dönemine kadar uzanmaktadır. İslâmiyet’ten önce Türk yaşayışına damgasını vuran okçuluk İslâmiyet’ten sonra inanç ve düşünüş zemininde aynı canlılığını muhafaza etmiştir. Asırlar boyunca savaşların değişmez silahı olan ok ve yay Türk zaferlerine katkı sağlayan en önemli etkendi. Selçuklular, okçuluktaki ustalıkları ile Maveraünnehir, Horasan, Irak ve Suriye’de Türk hâkimiyetini uzun yıllar devam ettirdikleri gibi Anadolu’nun kapılarını Türklere açarak buranın Türk yurdu olmasını sağladılar. Ok ve ok’a dair ifadeler Selçuklularda askerî üstünlük, hâkimiyet, tabiyyet ve gücü simgelerdi. Bu makalede Türk hayatında önemli bir yeri olan okçuluğun Selçuklular dönemindeki durumu, kaynaklardaki bilgiler ışığında tespitler ve açıklamalarla izah edilmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder