ÖZ
Anadolu’da uç beyliği olarak kurulan Osmanlı, diğer beylikler gibi batı yönünde genişleme siyaseti gütmüştür. Batısında bulunan Bizans topraklarına yönelik hareketlerine dini bir misyon yükleyen Osmanlı’nın bu bakımdan bir gaza devleti olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Girişilen fütuhat hareketleri neticesinde genişledikçe, Batıya karşı İslam’ın zaferlerinin mimarı bir devlet olarak bu din ile bütünleşmiş ve siyaseti de din ile iç içe geçmiştir. Kuruluş döneminde heteredoks inançların ağırlığı gözlenen Osmanlı’da bu durum uzun sürmemiştir. Yükselme dönemiyle birlikte, daha etkili olmaya başlayan din hem devlet yönetiminde hem de toplumsal alanda giderek ağırlık kazanmaya başlamıştır. Ancak bunlara rağmen Osmanlı Devleti bütünüyle bir şeriat devleti de olmamıştır. Birçok milleti bünyesinde barındıran devlet, şeri hukukun yanı sıra örfi hukukun varlığını da gerekli görmüş ve özellikle toplumsal hayatta bu iki hukuk her zaman uygulama alanı bulmuştur.
0 yorum:
Yorum Gönder