ÖZ
Anarşizm, devlet başta olmak üzere her türlü otoritenin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan ve gerçek özgürleşmenin ancak bu şekilde sağlanabileceğine inanan modern bir siyasal akım olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘Proletarya Devrimi’nin başarıya ulaşmasında, siyasi örgütlenmenin ve devlet aygıtının rolü gibi konularda Mihail Bakunin ve Karl Marx arasında yaşanan sert tartışmaların ardından Anarşizm, sosyalist akım içerisinden ayrılarak bağımsız bir ideoloji halini almıştır. 1917 yılında gerçekleşen ‘Proletarya Devrimi’nin ardından kurulan Sovyetler Birliği, iki düşünür arasındaki söz konusu tartışmaları somut bir örnek üzerinden değerlendirmeyi mümkün kılmıştır. Bu çalışma, kolektivist anarşizm akımının öncüsü Bakunin’in Marx’a yönelttiği “Proletarya Diktatörlüğü” eleştirisini ve bu noktadaki haklılığını, kurulduğu ilk andan itibaren baskıcı bir diktatörlüğe dönüşen Sovyetler Birliği özelinde ele almayı amaçlamaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder