ÖZğ
Rene Descartes 'in geliştirdigi Kartezyen Sistem "Newton 'un Dinamik Kuralları" ile ilintili ve iç içe geçmiş olan temel bir kavramsal ve analitik sistemdir. Rönesans'tan itibaren modern bilimin yolunu açmıştır. 20 inci yüzyıl'ın başlarında Kuantum süreçlerini analiz etmek amacıyla, fizikçiler nedensellik ilkesinin olasılıksal ilkeye dönüştüğü bir Probabilistik (olasılıksal) Kartezyen Sisteme yönelmişlerdir. Bu da (kuantum kurallarına itaat eden) elementar parçacıkların yörüngelerinin sadece bulutlu dalga paketleriyle açıklanabileceği anlamına gelmektedir.
Beyin-beden-zihin sorununa yönelik bir yaklaşım modern fizik ve kuantum dinamiğindeki çabalardan daha fazlasını gerektirmektedir. Beyin-beden-zihin yapısının analizine belirsiz nedensizlikleri ve dolayısıyla da "çoklu belirsiz nedensellikleri" dahil etmemiz gerekir. Bu çoklu nedensellikler (I) vejetatif sistemin nonlineer özelliklerinden (biyokimyasal transmitörlerdeki düzensizlikler, kardiak çıktısı, vasküler sistemdeki turbülanslar, respiratuar apne, peristalsisdeki nonlineer salinimsal etkilesimler); (2) nöronal elektirisitenin nonlineer davranışı (örneğin EEG'nin kaotik yapısı) ve (3) genetik modülasyonlardan kaynaklanabilir, ayrica, (4) bu fizyolojik olgular yanında vücuttaki fiziksel süreçlerin nonlineer özelliklerini de hesaba katmamız gerekmektedir. Beyin; yaklaşık D2=6'lik, düz kaslar da D2=3'lük korelasyon boyutu olan deterministik kaos gösterir. Bu gerçekler ışığında, beyin-beden sistemindeki süreçleri tanımlamada ve analiz etmede hiperprobabilistik bir yaklaşımla veya bir Hiper-Olasiliksal Kartezyen Sistemi'yle karşılaşırız.
Eger bu yapıya veya zaten hiper-probabilistik olan bu yapıya "hislerimizi", duygularımızı ve yaratıcılığı eklersek bu "Yeni Kartezyen Sistem" hiper-probabilistik olmanın ötesine geçerek bir Nebülöz Sisteme dönüşür, geleceğe ilişkin olarak, sadece nebülöz tahminler yürütebiliriz; tüm bunlara rağmen bu mantık zincirine· bağlı kalarak beyin-beden-zihin ortaklıklarından yola çıkarak tahminlerde bulunabiliriz. Kesinliğinden emin olmasak da, beyin-beden-zihin ortaklığına ait mekanizmalarının "bulutlu veya sisli bir günde yürünecek yolu bulmak" metaforuyla benzer bir şekilde analiz ve tahmin edilebileceğini varsaymaktayız. "Nebülöz Kartezyen Sistem" de (NKS) iste budur.
Rene Descartes, yaşadığı çağda dahice girişiminde bulunurken bugünkü modem fizyoloji ve modern fiziğin bilgi birikimine sahip degildi. Biz Yeni Kartezyen Sistem üzerine düşünmenin vaktinin geldiğini düşünüyoruz. Bunu başarmak için Heisenberg S-Matrisinin ve "Feynman Beyin Semalari" adını verdiğimiz modifiye Feynman şemalarının kullanılmasını önermekteyiz. NKS'ya dair salınımsal yaklaşımın içinde ele alınması gereken bir diğer metafor ise "sicim kuramı" (string theory) dir.
Ayrıca beyin-beden-zihin ortaklığının kendi dinamik çerçevesini oluşturmak için temel adımlar atılması gerektiğini de ısrarla öne sürmekteyiz, fizik ve matematiğe ait önermeler ve metaforlar faydalıdır ancak beyine özgü dile ait gramerin biyolojik temellere dayalı, uyarlanır-olasılıksal bir Kartezyen Sistemle çözülmelidir. Bu yeni Kartezyen Sistem mutasyonlar geçirecek ve Beyin-bedenzihin sorununa yaklaşımda yeni kapılar açmak için Charles Darwin'in evrim teorisiyle paralellik içinde Henri Bergson'un felsefesine uzanacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder