ÖZ
21. yüzyıl temel becerileri arasında yer alan bilgi okuryazarlığı ülkelerin eğitim hedefleri arasında yerini almıştır. Bilgi okuryazarlığını, gereksinimler doğrultusunda bilgiyi elde etmede kullanılan yol, yöntem ve bu süreçte gerekli tüm araç ve teknolojileri kullanma becerisi olarak tanımlayabiliriz. Eğitim sistemi içerisinde öğrencilere kazandırılmak istenen bilgi okuryazarlığı becerileri öğrencilerin sadece eğitimleri boyunca değil, günlük yaşamlarında da iyi birer bilgi kullanıcısı olarak hayat boyu başarılı olmalarını amaçlamaktadır. Bilgi okuryazarlığı becerilerinin öğrencilere aktarılması ve deneyimler kazandırılması öğretim programlarıyla mümkündür.
Türkiye’de bugüne değin yapılan çalışmalarda daha çok öğrencilerin ve öğretmenlerin bilgi okuryazarlığı becerilerinin geliştirilmesi, değişen teknolojik gelişmeler ve okul kütüphaneleri üzerinde durulurken, öğretim programlarının bilgi okuryazarlığıyla bağlantısını ayrıntılarıyla gösteren çalışma bulunmamaktadır.
Araştırmanın temel amacı, Türk Milli Eğitim Sistemini etkileyen unsurlar çerçevesinde öğretim programlarıyla öğrencilere bilgi okuryazarlığı becerilerini kazandırma yolunda yapılanları ortaya çıkarmak ve çözüm önerileri sunmaktır. Temel hipotezimiz, ortaöğretim öğrencilerine bilgi okuryazarlığı becerilerinin yeterince kazandırılamamasının nedenlerini Milli Eğitim politikalarının, öğretim programlarının, öğretmenlerin öğrencilere yönelik sınıf içi uygulamalarının ve okul kütüphanelerinin yetersizliğine bağlamaktadır.
Araştırma kapsamında ilk olarak Türk Milli Eğitim Sistemine yön veren Milli Eğitim Şuraları, Milli Eğitim Bakanlığı Stratejik Planları, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve Eylem Planı ve Onuncu Kalkınma Planı incelenerek Milli Eğitim politikalarında bilgi okuryazarlığı becerilerinin geliştirilmesine yönelik unsurların varlığı incelenerek tespit edilmeye çalışılmıştır. İkinci olarak, 9. Sınıf ortak derslere ait 13 öğretim programı bilgi okuryazarlığı unsurları açısından değerlendirilmiştir. Son olarak, Ankara’da bulunan toplam 11 fen lisesinde 9. sınıfa devam etmekte olan 389 öğrenci ve bu dersleri veren 197 öğretmene 2-22 Mayıs 2017 tarihleri arasında anketler uygulanmıştır. Çalışmada betimleme yöntemine uygun olarak nicel ve nitel araştırma yöntemleri bir arada kullanılmış olup, veri toplama aşamasında içerik analizi ve anket uygulamaları yapılmıştır.
Sonuç olarak, Türk Milli Eğitim Sistemini etkileyen belgelerin içeriğinde öğrencilere bir bütün olarak bilgi okuryazarlığı becerilerini kazandırmaya yönelik düzenlemelere yer verilmediği saptanmıştır. Öğretim programlarında en çok yer verilen bilgi okuryazarlığı unsurları “bilgi probleminin tanımlanması” ve “bilgiyi seçme ve değerlendirme” olurken, en az “bilgiyi kaydetme” ve “bilgi merkezlerini kullanmaya yönlendirme” olarak tespit edilmiştir.
Öğretmenlere yönelik anket sonuçlarında, öğretmenler derslerine ait öğretim programında «öğrenmeye ve bilgilenmeye yönlendirme» konusunu yeterli bulurken, «bilimsel bilgi üretme becerisi kazandırma» konusunu yetersiz bulmuşlardır. Öğretmenler öğrenci araştırmalarında en çok «içeriğin doğruluğuna» dikkat ederken, en az «kullanılan kaynak sayısına» dikkat etmektedir. Öğretmenler en çok kendilerini «veri tabanı kullanımı» konusunda yeterli hissederken, en az «atıf yapma ve kaynakça yazma» konularında yeterli bulmuşlardır. Öğretmenler öğretim sürecinde büyük oranda kütüphane desteğine gereksinim duymaktadırlar. Ayrıca, öğrencilerin araştırma becerilerini genellikle «iyi» olarak nitelendirseler de «orta» ve «zayıf» bulanların oranları birbirine çok yakındır.
Öğrenci anketlerinin sonuçlarına göre, derslerin işlenişinde en çok «basılı kaynaklar» kullanılmakta, en az “ödev araştırmalarının nasıl yapılacağı” anlatılmaktadır. Öğrenciler ödev araştırma konularını seçerken en çok konunun “merak ve ilgi uyandırmasına”, en az “bilgi ve beceriyi artırmasına” dikkat etmektedirler. Öğrenciler ödev ve araştırmalarını yaparken bilgi kaynağı olarak en çok “kitap ve ders kitaplarını” kullanmaktadır. Öğrencilerin en çok kullandığı bilgi kanalı “internet” olurken, en az kullanılan bilgi kanalı “kütüphane” olmuştur. Öğrenciler kendilerini en çok “internette arama motorlarını kullanma ve elektronik bilgi kaynaklarını kullanma” konularında yeterli görürken, en yetersiz gördükleri alanların başında “kütüphane kullanma” olduğu ortaya çıkarılmıştır. Öğrenciler araştırma yaparken buldukları bilginin en çok «doğruluğuna» dikkat etmektedirler.
Araştırmamızda elde edilen tüm sonuçlar doğrultusunda hipotezimiz kanıtlanmıştır. Sorunların çözümüne ilişkin mevcut durumu gösteren ve geleceğe yönelik planlamaları kapsayan model önerisi ve çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Geleceğin nesillerini yetiştirmede önem kazanan bilgi okuryazarlığı ve öğretim programları ilişkilerini çok yönlü inceleyen araştırmalara gereksinim duyulmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder