ÖZ
Gürcistan’ın en görkemli çağı 12.yy sonları ile 13. yy başlarında yaşadığı tahmin edilen Şota Rustaveli, kaleme aldığı “Kaplan Postlu Şövalye” adlı eseri ile Gürcü edebiyatında önemli yer edinerek kendinden sonra gelen şairlere de öncü olmuştur. Eser Gürcü halkının bütün bireysel ve ulusal değerlerinin numunesi niteliğinde yüzyıllardır canlılığını korumaktadır.
Kaplan Postlu Şövalye’de birlik, bütünlük, dostluk, sevgi, sadakat, fedakârlık, vatan sevgisi gibi duygular ele alınmakla birlikte eserin ana izleğini aşk oluşturmaktadır. Dolayısıyla aşk ve tutkunun evrensel anlamda bir olgu olarak işlendiği eser, kurmaca yapısıyla Rene Girard’ın “Üçgen Arzu Modeli” metodu ile incelenmeye uygundur. Rene Girard “Romantik Yalan ve Romansal Hakikat” adlı eserinde hemen her edebi eseri, taklit edilen arzu yöneliminde, yansıtılan açığa çıkarılan bir eksen üzerinde ele alır. Yani bir edebi eserde özne özgür bir biçimdeyse ve arzu kendiliğinden oluşuyorsa “romantik yapıt”, arzunun oluşumunda bir dolayımlayıcı söz konusu ise “romansal yapıt” özelliğini göstermektedir. Özne ile arzulanan nesne arasında dolayımlayıcı yani bir vasıta olmadan düz bir ilişki varsa romantik yalan; özne ile arzulanan nesne arasında aslında ulaşılmak istenen veya öykünülen taklit edilen bir dolayımlayıcı varsa romansal hakikattir. Bu bağlamda “Kaplan Postlu Şövalye” adlı eser, Romantik Yalan mı yoksa her kurmaca yapının temelini oluşturan Romansal Hakikat niteliği mi göstermektedir konusu tartışmaya açılacaktır. Destandaki arzu üçgenleri romanın entrik kurgusu dikkate alınarak belirli vaka halkaları üzerinden incelenecektir. Arabistan şahı Erestevan’ın Tariyel’i görme arzusu, destanın başkişisi Tariyel-Nestan aşkı, Avtandil-Tantana aşkı, Avtandil’in Tariyel’e ulaşması özne-nesnedolayımlayıcı ilişkisi çerçevesinde üçgen arzu modeli Rene Girard’ın yapıtından yararlanılarak incelenecektir. Böylece yapıtın karmaşık yapısıyla Romantik Yalan mı Romansal Hakikat mi olduğu sorusuna cevap aranacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder