ÖZ
Anadolu'nun doğusundan, batısından ve güneyinden gelen yolların kesişme noktasında bulunan Eskişehir kenti genellikle, bu stratejik konumundan kaynaklanan askeri önemi itibariyle tarih sahnesinde ön plana çıkmıştır. 12. asırda yaşamış Bizanslı tarihçi Kinnamos'un; bir zamanlar Anadolu'nun en büyük ve önemli şehirlerinden birisi olarak belirtip, insanların yaşamaktan keyif duyabileceği her şeye fazlasıyla sahip bir kent olarak tasvir etmiş olduğu Eskişehir, doğudan gelen ve batıya ilerlemek isteyen ordular için her zaman bir taarruz üssü, doğudan gelen düşmanı durdurmak isteyen Bizans devleti için ise hep bir savunma hattı olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda kent, Türklerin 11. asrın üçüncü çeyreği içerisinde başlamış olan Anadolu'ya yerleşme sürecinde de büyük bir rol üstlenmiştir. Ortaçağ boyunca pek çok siyasi hadiseyle ilişkili olarak ismi anılmış olunan Eskişehir kentinin tarihiyle alâkalı olarak bu zamana dek yapılan çalışmaların daha çok; Eski Çağ, Roma ve Osmanlı dönemlerini konu edinmiş olduğu görülmektedir. Doğrudan kentin Anadolu Selçuklu Devleti dönemindeki siyasi tarihini konu edinmiş olan herhangi bir çalışma ise henüz mevcut değildir. Netice itibariyle, hazırlanmış olunan bu yazı ile Eskişehir'in Anadolu Selçuklu ve Bizans devletleri arasında yaşanan mücadelelerdeki rolünü vurgulayarak, kentin Anadolu Selçuklu Devleti tarihindeki yeri ve öneminin daha belirgin bir hale getirilmesi ve ayrıca, kent tarihiyle ilgili belirsizliğini koruyan bazı önemli hususların da açıklığa kavuşturulması amaçlanmaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder