ÖZ
Weberci anlamıyla patrimonyalizm, belli bir toplumsal yapı içinde otoritenin katı biçimde yukarıdan aşağıya doğru örgütlenmesi, merkezi otoritenin hiyerarşik yapının tüm katmanlarını denetimi altında tutmasıdır. Bu açıdan patrimonyalizm kavramı Weber’in literatüründe despotizm kavramıyla birlikte kullanılır. Osmanlı toplum yapısının merkeziyetçi ve despotik nitelikleri patrimonyal kültürü beslemiş ve yaşatmıştır. Türkiye toplumlunda kesinlikle eleştirilemeyen ve yalnızca boyun eğilen “kutsal devlet” anlayışı, yüzyıllar öncesinden gelen patrimonyal kültürün izlerini taşır. 5 ve 15. yüzyıllar arasındaki Batı toplum yapısı ise merkezi otoritenin olmadığı ve dağınık mülkiyet yapılarıyla öne çıkan feodal özellikler göstermektedir. Çok kutuplu ve merkezkaç özellikler gösteren iktidar yapıları Batı toplum yapısında “sivil toplum” ve “bireyselleşme” gibi kültür unsurlarının gelişip benimsenmeleri için uygun bir toplumsal gerçeklik yaratmıştır. Bu makale öncelikle kültürün ekonomik ve sınıfsal gerçekliğin bir ürünü olduğu varsayımından yola çıkmaktadır. Bu varsayım kabul edildiği zaman kültürün maddi gerçeklikle ilişkisinin gösterilmesi gerekir. Öyleyse makalenin amacı, Türkiye’nin bugünkü toplum yapısında derin izleri görülebilen patrimonyal kültürün tarihsel ve toplumsal temellerini incelemektir. Bütünüyle literatür taramasına dayalı betimsel bir yöntem benimsenmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder