ÖZ
Dünya üzerinde aynı anda yaşayan insan sayısını, bakteri sayısına oranlarsak karşımıza 1/1018gibi bakteriler lehine oldukça büyük bir oran çıkmaktadır. Böylesine kalabalık bir topluluk ile sürekli ilişki içinde bulanmak durumunda olan insanoğlunun bu ilişkilerini incelemek bir zorunluluk olmuştur. Ancak yapılan çalışmalarda genellikle insan için zararlı olan bakteriler ön planda tutulmuş, insan için yararlı olan bakteriler göz ardı edilmiştir. Bu durum enfeksiyon hastalıklarında tam iyileşmeye kadar varan başarılar sağlamıştır. Aynı zaman diliminde kronik hastalıklar (Tip II Diyabet, Hipertansiyon, Obezite, Metabolik Send. vb.) büyük bir hızla artmış ve bu hastalıklarda remisyon dahi başarı sayılmıştır. Özellikle, kronik hastalıkların etyopataogenezinin belli oranda hipotezlerden ibaret olması ve tam açıklama getirilememiş olması, söz konusu hastalıklara zemin hazırlayan faktörlerin yeterince anlaşılamamış, hatta bazılarının göz ardı edilmesinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Belki de burada kaçırılan noktalardan biri, patojen bakterilere odaklanılması ve patojenlerin haricinde insan için yararlı bakterilerin insan ile ilişkilerinin yeterince incelenmemiş olmasıdır. Bu noktaya biraz daha dikkat edilmesi ile artan araştırmaların önüne büyük bir sorun çıkmıştır: İnsan vücudu, pek çoğu yüzey antijenine sahip bu bakterileri patojen ya da non-patojen diye nasıl ayırmaktadır? Bu makalede patojen mikroorganizmalar, flora ve bunların insan ile olan ilişkileri açıklanıp patojen ve non-patojen ayrımının konak tarafından nasıl yapıldığı hakkındaki üç majör hipotez açıklanmaya çalışılacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder