ÖZ
İlahi adalet (teodise) konusu, felsefe ve teolojinin en kadim soru(n)larından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Varoluşsal bir problem olarak insanın genelde evreni, yaşamı ve dünyayı anlama çabasıyla, özelde de günlük yaşamda karşılaşılan kötülüklerin müsebbibi olarak Tanrının görülmesiyle doğrudan ilişkilendirilen bu sorun gerek Batı felsefe tarihinde gerekse İslam felsefesi içinde önemini korumaya devam etmektedir. Kötülük olgusu, insanın ontolojik kaygılarının bir yansıması olduğu kadar yaşamı kuşatan olayların anlamlandırılması çabasını da içeren metafiziksel bir sorundur. Zira insanlar günlük yaşamlarında karşılaştıkları iyilik ve kötülük kabilinden her tür olayı belli bir mantık silsilesi ve anlam çerçevesi içinde anlamak ve anlamlandırmak istemişlerdir. Diğer bir deyişle etrafta olup biten hiçbir şey, öylesine kendiliğinden vuku bulamadığına göre bunların izah edilmesi bir zaruret halini almıştır. Nitekim tarihsel kayıtlar ve kutsal metinler bize, geçmişte meydana gelmiş olan ve çoğunlukla insanların kötülüğe maruz kalmasına ve bazen de yok olmasına neden olan olayların bir sebebi ve müsebbibi olduğunu sürekli hatırlatmaya çalışır. Teodise, aynı zamanda sadece hayatı ve olayları anlamaya çalışan filozofların değil, sıradan insanların da ilgisini çeken bir konu olmuştur. Temelde dünyada neden kötülük var? ve Tanrı neden bu kötülüğe izin veriyor? Soruları etrafında şekillenen bu sorun, birçok teolog gibi genelde dinin sosyal gerçekliği üzerinde yapmış olduğu çalışmalarla bilinen Peter Berger’in de ilgisini çekmiştir. Yazarın söz konusu soruna ilişkin tespitleri içeren bu metin, aynı zamanda teodisenin Batı ve İslam felsefesindeki yeri üzerinde de durulacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder