ÖZ
Milyonlarca kişinin ölümüne neden olan çiçek hastalığına karşı başlayan aşılama serüveni, 1700’lü yıllardan günümüze kadar büyük gelişme kaydetmiş, yaygın aşılama programları sayesinde pek çok hastalığın sıklığının, morbidite ve mortalitesinin dramatik şekilde düştüğü difteri, boğmaca, kızamık, kızamıkçık, kuduz, tetanoz gibi birçok hastalıkta görülmüştür. Aşı üretim teknolojisi de geçen iki yüzyıllık süre zarfında son derece ilerlemiştir. Dünya çapında her yıl bir milyar dozdan fazla ve çok büyük çoğunluğu tamamen sağlıklı kişilere uygulanan aşılar; tasarım, monitörizasyon ve uygunluk açısından günümüzün en sıkı tedbirler alınan ürünleri olmuştur. Aşılama kadar aşı karşıtlığı da eskidir. Aşı karşıtları kurdukları dernekler, çıkardıkları kitaplar, broşürler ve dergilerle aşıların zararlı olduğuna dair çeşitli argümanlar kullanmış, aşılama oranlarında ciddi düşüşlere neden olmuştur. Maalesef başarılı oldukları dönem ve coğrafyalarda insanlar ciddi salgınlarla karşılaşmıştır. Yirmi birinci yüzyılda da ilginç şekilde tarihtekilerle benzer aşı karşıtı söylemler kullanılmıştır. Aşılarla birlikte bazı bulaşıcı hastalıklar çok nadir görülmeye başlamış, bu durum aşıların gereksiz olduğu şeklinde aşı karşıtı bir söyleme zemin olarak kullanılmıştır. Aşı üreticilerinin inanılmaz kazançlar elde ettiği, bu durumun evrensel aşılama önerilerini yönlendirdiği ve aşı yan etkilerinin örtüldüğü yönünde spekülasyonlar yapılmıştır. Kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşılarının kombine edilmesinin veya bazı aşılarda koruyucu olarak kullanılan etil-cıva içeren tiomersalin otizme neden olduğuna dair iddialar ortaya atılmıştır. Aşılar otoimmün hastalıklarla ilişkilendirilmiş ve aşılama programlarının durdurulması talep edilmiştir. Tüm bu iddialara yönelik yüzlerce çalışma yapılmış ve tıp otoritelerince aşıların hem gerekli hem de güvenli olduğu sonucuna ulaşılmış olsa da aşı karşıtları internet, sosyal medya gibi günümüz teknolojilerini de kullanarak söylemlerine devam etmiş, toplumların aşılama konusundaki güvenlerini etkilemişlerdir. Aşılama stratejilerinin başarısı, toplumların aşıların yararları ya da riskleri konusundaki algılarına ve aşılamaya duydukları güvene dayanmaktadır. Sağlık çalışanlarının aşılar ve aşı karşıtlığıyla ilgili yeterli bilgi ve donanıma sahip olması ve tereddütlü bir ebeveyne nasıl yaklaşacağını bilmesi, aşılama programlarının başarıya ulaşması için önemli bir basamaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder