ÖZ
Hint mitolojisinde ölüm konusuna çok önem verilmiş, birçok tanrı ve tanrıça ölüm ile ilintilendirilmiştir. Bunlardan ilk akla gelenleri Yama, Rudra-Şiva, Kālī, Durgā, Agni, Pūshan, Savitṛi, Nirṛitī, Mṛityu ve Varuṇa’dır. Bu konu ile ilgili ilk yazınlardan biri Ṛigveda’da (X, 14-18) yer almaktadır. Hint mitolojisinde ölüm konusu incelendiğinde ilk karşımıza çıkacak olan konular ve kavramlar; ölüm, ölümsüzlük, ölümsüzlük içkisi, ölüm sonrası, ölümle ilgili tanrılar ve tanrıçalar, cennet ve cehennem betimlemeleri, reenkarnasyon, ātman, karma, nirvāna, samsāra olacaktır. Bu konuları da iki ayrı döneme ayırarak incelemek gerekmektedir: Saṃhitālar, Brāhmaṇalar, Ᾱraṇyakalar ve Upanishadlar adlı eserlerin yazıldığı Vedik Dönem ve Rāmāyaṇa, Mahābhārata ve Harivaṃşa1 destanlarının yazıldığı Epik Dönem. Görüldüğü gibi Hint mitolojisi, dinsel inancı ve edebiyatı o kadar zengindir ki bir konuyu diğer coğrafyalarda yaşayan toplumların örneklerine göre tasnif etmek oldukça zordur. Öte yandan, ölüm ile ilgili tasavvurlar arasında özellikle Çhinnamastā adlı tanrıça çok önemli bir yer tutmaktadır. Buna göre Çhinnamastā, Aşk tanrısı Kāma ve karısı Rati’nin (bu ikilinin yerini bazen Kṛishṇa ve Radhā alır) bedenlerinin üzerinde ayakta durur veya oturur haldedir ve kesik başıyla kendi kanını içer gösterilir. Ayrıca yanında iki kadını daha kendi kanıyla beslemektedir. Tanrıçanın bu haliyle doğum, yaşam ve ölüm tek bir karede gösterilmektedir. Bu da karma, samsāra, nirvāna gibi kavramlardan tamamıyla bağımsız bir biçimde yaşamın başlama evresini, sürmesini ve son bulmasını anlatması açısından son derece önemlidir. Betimleme her ne kadar sonraki dönemlere ait olarak gösterilse de vurguladığı ifade açısından çok eski dönemlere kadar götürülebilir.
0 yorum:
Yorum Gönder