ÖZ
Dini iletişim türü olarak hutbeler dini mesajların kitlelere uluştırılmasında çok önemli bir din hizmeti ve yaygın din eğitimi vazifesi görmektedir. Hutbenin en önemli unsurlarında biri de dinî bilgi, duygu ve düşüncelerin işlendiği meviza denilen konu kısmıdır. Hutbe, sadece fıkhî bir ibadetin unsuru olmanın ötesinde bazen hükümdarlık alameti sayılmış, bazen siyasi iktidarların bir propaganda vasıtı olarak kullanılmış ve bazen de müminleri bilgilendirme ve uyarma işlevi görmüştür. Hz. Peygamber ve dört halife döneminde hutbelerde hayatın her alanıyla ilgili konular işlenmiştir. Abbasiler ile birlikte Osmanlı’nın son dönemlerine kadar hutbe genellikle siyasi otorite sahibi olmanın bir sembolü olmuştur. Osmanlı tarihinin genelinde hutbe konuları zaman esaslı ve birbirinin tekrarı niteliğindedir. Osmanlı’nın son döneminden itibaren hutbenin dili ve buna bağlı olarak hutbe konuları ve bunların içeriği gündeme getirilmeye başlanmıştır. Bu dönemde hutbe, yenileşme ve terakki hareketleriyle birlikte her konuda halkın aydınlatılması ve bilgilendirilmesi bakımından çok önemli iletişim aracı olarak kabul edilmiştir. Bu anlayış Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte de devam etmiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze Cumhuriyet’in hâkim kadroları ve onların politikalarını sürdürenler, darbe yönetimleri ve hükümetler, hutbeleri kendi amaçlarının gerçekleştirilmesi için siyasi bir araç olarak kontrol altında tutmuşlar ve kullanmışlardır. Nitekim hutbeler Cumhuriyet boyunca din-devlet ilişkilerinin yeniden tesisi, yeni dinî yorum ve tutumların benimsetilmesi ve bu konuda bilgilendirilmesi için bir araç olarak değerlendirilmiş ve kullanılmıştır. Bütün bunlara rağmen Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerle inanç, ibadet, ahlak ve sosyal konularında kitleleri aydınlatmaya ve eğitmeye çalışmaktadır. Hutbe konularının belirlenmesi ve içeriğinin şekillenmesinde tarihsel süreç içersinde değişmeler olmuş, dönem dönem bazı konulara daha fazla ağırlık verilmiş ve yine bazı kavramlara daha çok vurgu yapılmıştır. Bunda ülkedeki ve dünyadaki bir takım konjöktürel değişkenlerin, din ve dünya algısındaki değişimlerin etkisinin olduğu hissedilmektedir. Makalede literatür taraması yöntemiyle günümüze değin yapılmış çalışmalara ulaşılmaya çalışılarak geçmişten günümüze hutbe konularında yaşanan değişim ve gelişim üzerinde durularak hutbenin konusu/meviza kısmıyla ilgili olarak bir farkındalık oluşturulmak istenmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder