ÖZ
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Çin Ülke Ofisi, Çin’in Wuhan şehrinde görülen ve etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını 31 Aralık 2019'da bildirmiştir. Vakalarda ateş, nefes darlığı ve radyolojik olarak bilateral akciğer pnömonik infiltrasyonu ile uyumlu bulgular tespit edilmiştir. Etken, yeni bir koronavirüs [novel coronavirus (2019-nCoV)] olarak 7 Ocak 2020 tarihinde tanımlanmıştır. Daha sonra 2019-nCoV hastalığının adı “coronavirus disease-2019 (COVID-19)” olarak kabul edilmiş, virüs “severe acute respiratory syndrome coronavirus (SARS-CoV)”a yakın benzerliğinden dolayı SARS-CoV-2 olarak isimlendirilmiştir. DSÖ, COVID-19 salgınını 30 Ocak 2020 tarihinde “Uluslararası Boyutta Halk Sağlığı Acil Durumu” olarak sınıflandırmış, 11 Mart 2020’de ise küresel salgın (pandemi) olarak tanımlamıştır. Antarktika dışında, dünyadaki tüm ülkelerde SARS-CoV-2 virüsüne saptanmıştır. Hastalığın ilk ortaya çıktığı Çin, Singapur gibi bazı ülkelerde görülme hızı ve ölüm sayıları azalmış, hastalık kontrol altına alınmıştır. Amerika Birleşik Devletleri, Rusya gibi ülkelerde ise pik yapma düzeyinde olup, hâlen önemli bir halk sağlığı olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Başlangıcından bugüne dek yapılan çalışmalar sonucunda, hastalığın daha çok insandan insana damlacık yolu ile bulaştığı tespit edilmiştir. Bulaş yollarının anlaşılmasından sonra kişisel koruyucu önlemler (maske takma, en az 2 m’lik sosyal mesafeyi koruma, el hijyeni vb.) hastalıkla mücadelede ön plana çıkmaktadır. Yalnızca kişisel önlemlerin yetmediği pandemi ile mücadelede, toplum sağlığını korumaya yönelik aşı çalışmaları da devam etmektedir. Toplum bağışıklığının gelişmesi için tahminen toplumun %70’inin bağışıklık kazanması gerekmektedir. Bu çalışmada, COVID-19’un epidemiyolojik açıdan özelliklerine değinilerek, dünyada ve Türkiye’deki durumu gözler önüne serilmeye çalışılmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder