ÖZ
Kanıta ve gözleme dayalı bilimsel düşünebilme günümüzde oldukça normal kabul edilebilecek bir durum olmasına rağmen bilimi inkar edenler, bilimsel sayılamayacak sözde kanıtlar ile kurulan komplo teorilerine inananlar halen bulunmaktadır. Bu durum eğitim durumundan etkilenmekle birlikte; bundan bağımsız olarak düşünme becerilerine (örneğin, analitik ve sezgisel gibi), düşünme tarzlarına, dünya görüşlerine ve inanç sistemlerine de bağlıdır. Söz konusu ölüm ve benzeri varoluşsal tehditler olduğunda da, bireyler tehdidin yarattığı kaygı hissi nedeniyle de bu tarz durumlara girebilirler. Bu çalışmanın amacı, bilim inancı, komplo teorileri, komplo zihniyeti, analitik düşünme ve ölüm farkındalığı arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Çalışma doğrultusunda, 127 katılımcıdan veri toplanılmıştır. Katılımcılar seçkisiz olarak analitik düşünme/kontrol ve ölüm manipülasyonu/kontrol koşullarına atanmış ve ardından bilim inancı, komplo inancı ve komplo zihniyeti ölçümleri alınmıştır. Araştırmanın sonucunda analitik düşünmenin ve ölüm manipülasyonunun bilim inancı üzerinde herhangi bir etkisi olmadığı bulunmuştur. Ayrıca ölüm manipülasyonunun komplo inancı ve komplo zihniyeti üzerinde de herhangi bir anlamlı etkisine rastlanılmamıştır. Komplo teorilerine inanma, komplo zihniyeti ve bilim inancı söz konusu olduğunda analitik düşünme ve ölüm manipülasyonunun değişkenler üzerinde ortak bir etkiye sahip olmadıkları görülmüştür. Ancak analitik düşünmenin komplo inancı ve komplo zihniyeti üzerinde anlamlı bir etkisi olduğu ortaya çıkmıştır. Analitik düşünme grubunda olanların anlamlı bir şekilde daha az komplo zihniyetine sahip oldukları ve komplo teorilerine daha az inandıkları bulunmuştur. Sonuç olarak mevcut çalışma, analitik düşünme, ölüm kaygısı, komplo teorilerine inanç ve komplo zihniyetine dair yapılmış olan çalışmaların bir kısmını desteklemiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder