ÖZ
Bilgi teorileri çok çeşitli olmasına karşın, bilim “olanı” tarif ederek “olması gereken” sahasına hiç girmemiştir. Bir adım ötesine geçersek, doğal bilimler bu yüzden formül ve modelleme yöntemini oluşturup kullanmakta tereddüt göstermemişlerdir. Sayısal önermeler, rasyonalist yaklaşımlar ile pozitivist formül önerme ve modellemeler, salt doğal bilimlere özgü bilimsel yöntemler olarak algılanmaktadır. “Entropi Yasası” bize en küçük ve basit temel doğa yasalarının içindeki olasılıkların, determinist (gerekircilik) bir nedensellikle oluştuğunu anlatmaktadır. Ancak “Kuantum Teorisi” bu ihtimalâtın ontolojik olasılıkçı bir yapıyı da içinde barındırdığını bize bildirmektedir. “Entropi Yasası” ve “Kuantum Teorisi” ile süreçteki küçük olasılıkların terminolojik tanımına değin faklılıkları nedensellik ve ontolojik tartışmalarını doğurmuştur. Bilindiği üzere fizikte entropik oluşumlar maddenin temel yapı taşlarını ve yasasını tarifte kullanılırken, kuantum ifadesi entropinin daha spesifik alt yordamlarına değin tanımlamalara işaret etmektedir. Esasen toplum bilimleri de tıpkı doğal bilimler gibi aynı formülleme ve modelleme yöntemini kullanmaktadır. Doğaldır ki toplum bilimleri modelleme yöntemi ve formüllemelerini, “olanlar” üzerinde önermeye devam edecek görünmektedir. Bununla birlikte bu araştırma, toplum bilimlerinin salt determinist önermeleri temel aldığını kabul etmekle birlikte, yeni bilimin ışığında kuantum yöntemlerinin de içselleştirileceğini öngörmektedir. Buradan hareketle, bilim disiplinlerine yataklık eden determinist yaklaşımların, bilimi bir basamak öteye geçirecek kuantum yaklaşımlara giderek artan bir oranda ihtiyaç duyduğu anlaşılmaktadır. Böylelikle daha doğru tanımlamaların bütün bilim disiplinlerinde görülmesi mümkün olabilecektir.
0 yorum:
Yorum Gönder