ÖZ
Anadolu Selçuklu yapıları oluşturulurken; yapı tamamlanıp süslemenin sonradan yapıldığı veya öncelikli olarak süslemenin yapılıp taşların sonradan yerine konulduğu şeklinde farklı görüşler mevcuttur. Bu görüşleri desteklemek adına verilen örneklerin de genel olarak tek taraflı bakış açısıyla yapılmalarından kaynaklı eksikliklerinin olduğu söylenebilir. Bu nedenle konuya çok yönlü bir bakış açısıyla yaklaşarak yapım tekniği temelinde değerlendirme yapmak daha doğru sonuçlara ulaşılmasını sağlayacaktır.
Anadolu Selçuklu yapılarında süslemenin en fazla yapıldığı bölümlerin taç kapılar olduğu bilinmektedir. Bu nedenle de konuya öncelikli olarak taç kapılar bağlamında yaklaşılması önemlidir.
Yapı tekniği olarak ifade edilebilecek bu görüşlerin ikisinin de uygulanabilirliği açıktır. Bu duruma karar verenin mimarın kendisinin olduğu söylenebilir. Daha kolay ve seri üretim açısından daha hızlı sonuçlara ulaşılabilecek tekniğin önce süslemenin yapılıp taşların sonradan yapıya monte edilmesi şeklinde olacağı bir gerçektir. Ancak bunun için de süslemenin kompozisyon-derz ilişkisi dediğimiz kompozisyon yüksekliğiyle taş blokların yüksekliğinin aynı olması şeklinde tanımlanabilecek tekniğin uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla kompozisyon-derz ilişkisini izleyebildiğimiz yapılarda süslemenin önce yapıldığı, bunun dışındaki yapılarda ise yapının önce yapılıp ardından süslemenin yapıldığı sonuçları çıkarılabilir. Bununla birlikte kompozisyon-derz ilişkisinin görüldüğü yapıların bu ilişkinin görülmediği yapılara göre inşa tekniği açısından bazı hataları beraberinde getirdikleri söylenebilir.
0 yorum:
Yorum Gönder