ÖZ
2. Dünya Savaşı’nın mutlak galipleri Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği savaşın sona ermesinin hemen ardından bu kez kendi etki alanlarını koruma ve genişletme mücadelesine girişmişlerdi. Savaşın zoraki müttefikleri artık küresel boyuttaki bir güç mücadelesinin iki kutbunu temsil ediyordu. Kapitalist Amerika ile komünist Sovyetlerin temsil ettiği iki farklı dünya görüşünün küresel savaşının Doğu Akdeniz ve Ortadoğu bölgelerine yansıması ise özellikle Türkiye üzerinde etkili oldu. Bu mücadelenin Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki en önemli dönüm noktası da 7 Haziran 1945’te Sovyetler Birliği’nin Türkiye’den toprak talebi ve Boğazların yönetiminde hak iddiasıydı. Sovyet talepleri, Türkiye’de toprak bütünlüğü ve güvenlik endişelerinin artmasına neden oldu. Bu endişeler kıskacındaki Türkiye, ABD liderliğindeki Batı bloğuna katılma politikalarını hızlandırdı. Ancak bu süreç Türkiye açısından kolay olmamış, başlangıçta belirsizliklerle dolu ve yalnızlık duygusunun hâkim olduğu bir döneme işaret etmiştir. 1947’de Truman Doktrinin ilanına kadar Türk devlet adamlarında dış politikada güvenilir müttefik arayışında yalnızlık ve endişe hâkim olmuştur.
0 yorum:
Yorum Gönder